19 Haziran 2013 Çarşamba

KİTLE PSİKOLOJİSİNİN NİTELİKLERİ VE GEZİ PARKI KİTLESİ İLE KARŞILAŞTIRILMASI



KİTLE PSİKOLOJİSİNİN NİTELİKLERİ VE GEZİ PARKI KİTLESİ İLE GEZİ PARKI KİTLESİNİ DESTEKLEYEN KİTLENİN PSİKOLOJİSİ İLE KARŞILAŞTIRILMASI

 

 


Kitlenin eylemindeki başarının ölçüsü, kitleyi oluşturan bireylerin iradelerinin kitlenin iradesi içinde erimesine bağlıdır. Birey kitlesel irade içinde ne değin bireysel iradesini kaynaştırmışsa, kitlesel eylem ve amaçta başarıya ulaşmak o değin üst düzeyde gerçekleşir.

Kitledeki duygulanımların bireye sindirilmesi ve bireyin kitle içinde benliğini yitirişi, Le Bon’a göre Telkin, Me Dougall’a göre İndükleme  olguları ile ortaya çıkar.  Kitleye Öykünme, kitlenin bireyi Etkilemesi veya Telkin, İndükleme olguları sonuçta benzer nedensel anlamlardır ve hepsi de bireyin kitle içindeki ruhsal etkinliklerinin değişimini açıklamakta yetersizdir.

Birey’in kitle içindeki ruhsal etkinliklerini yitirerek, kitle tarafından sindirilmesini (kitlenin iradesi altına girişini),  Freud, bireyin özyaşamını sürdürme güdüsüyle açıklamak istemiş, ancak bu nedenin çok yetersiz kaldığını kabul etmek zorunda kalmıştır. “ Bireydeki özyaşamı sürdürme içgüdüsünün etkinliği, şüphesiz gözlemlenen olayları açıklamaya yetmemektedir”, diyerek sevginin tüm biçimlerini içine alan Libido ile gözlemlenen olayları açıklamaya geçmiştir. ( Libido; “ sevgi adı altında bir araya toplanabilen  ne varsa –ana, baba sevgisi, evlat sevgisi, baba sevgisi, evlat sevgisi, bensevi..vb-  hepsiyle ilişkili içgüdülerin henüz ölçülemeyen ama nicel büyüklük gözüyle bakılan enerjisidir”.)

Kitlenin psikolojinin ortaya çıkış nedeni olarak psikanaliz telkin yerine Libido terimini kullanmaktadır. Libido (sevginin her türü) ile bireyin özyaşamını sürdürme güdüsü nedeni arasında çok büyük bir ayrım yoktur. Her iki neden de çok genel nedenlerdir.  Kitleye ait olan birçok olgunun sonuçlarını,  bu çok genel iki nedenle açıklamaya çalışmak, Freud’un da kabul ettiği gibi yetersiz kalır.

Genel nedenlerin olayları açıklamakta büyük bir kılavuz, büyük bir ışık kaynağı olarak, gözlem alanlarını aydınlatıyor olmakla çok büyük önemi vardır. Ancak çok genel ilke ve nedenlerle, bireylerin ve kitlenin özel durumlarını tam açıklamak olanaksızdır. Özel durumların ve alt olayların sonuçlarını özel nedenlerle, kendine bağlı olan nedenlerle açıklamak zorunludur.
 
 

KİTLE PSİKOLOJİSİNİN NİTELİKLERİ VE ORTAYA ÇIKIŞ NEDENLERİ:
itle, bireyleri birbirine bağlayan bir bağın varlığının sonucudur. Bu bağ, bireyleri birbirine büyük bir duygusallıkla sımsıkı bağlar. Bireyleri birbirine bağlayan bu duygusal bağ sevgidir (Libido). Kitlelerde bireyler arasında karşılıklı ‘sevgi’ duygusu temeldir. Ancak kitledeki bağı oluşturan Sevgi değil, tersine Sevgiyi oluşturan kitledeki bağdır ve her kitleyi oluşturan her bağın kendine özgü Nedeni vardır. ‘Bağdan’ oluşan ve bu bağın varlığı ile özdeş duruma gelen sevgi duygusu, aynı ideallere ulaşmak için birlikte mücadele ederken biriken duygusal enerji ile oluşur ve bireylere şiddetli biçimde bulaşır. Kitlede bu bağı oluşturan nedenler, kitlenin değişik somut istekleridir. Bir bölgeyi ele geçirme, koruma veya savunma, ülke yönetiminde İktidar olma, iktidardaki yönetimi düşürme, ekonomik olarak refahı artırma.. vb. istekleri gibi sayısız isteklerle ortaya çıkar. Kitlenin bireylerinin duyduğu tüm heyecanlanma duygulanımları (öfkeleri, coşkuları, sevinçler, korkuları..vb) bulaşıcı olarak kitlenin tüm diğer bireylerini şiddetli olarak etkiler. Bireyler arasında ‘telkin’ yoluyla da hızlı olarak yayılır.

Böyle bir kitlede ahlak (birbirine bağlılık, saygı, haklarını koruma, yardımlaşma, iyilik..vb.) çok yüksektir. Tek başına bir birey, kişisel çıkarını düşünürken, kitle içinde bireysel çıkar, kitlenin çıkarıyla özdeşleşir, kitlenin çıkarı öncedir.

Gezi Parkı kitlesini oluşturan, bireyleri birbirine büyük bir bağla bağlayan neden Gezi Parkının istedikleri biçimde bir yaşam alanı olarak kalması isteğidir. Bu ortak istek ve bu isteğe ulaşmak için birlikte mücadele etmelerinin gerekliliği kitleyi oluşturan bağdır. Gezi parkı kitlesinin ortadan kalkması için bu nedenin ve bağın kalkması ile gerekir. Gezi Parkı kitlesini destekleyen kitlelerin ortadan kalkması da Gezi Parkı kitlesini sonuç olarak ortaya çıkaran nedenin ortadan kalkmasına bağlıdır.
 
 

KİTLEDE ÖNDER:
Kitle, varlığını temellendiren ‘Bağ’(istek) a ulaşmak amacıyla kendi liderini benimseyerek ortaya çıkarır. Ve onun aracılığıyla istekleri yönünde duygulanıp kolaylıkla coşkuya kapılır, kolaylıkla eyleme geçer. Önder, kitleyi oluşturan bağı niteleyen düşünceleriyle eşdeyişle kitlenin isteklerini karşılayan sözleriyle kitleyi duygulandırarak yönlendirir.

Önderin kitlenin istekleri doğrultusunda etkileyici konuşması çok önem taşır. Etkili anlatım kitlenin isteklerini canlandıran ve bu isteklere ulaşmasının yolunu gösteren anlatımdır.

Lider kitlenin isteklerini canlandırması yeteneğini kullanarak,  kendi isteklerini de kitlede canlandırabilir;  kendi istek ve amaçlarını kitlenin istekleri durumuna getirerek kitleyi kendi istekleri yönünde eyleme de geçirebilir. Önder, kitlenin bilincinde yatan isteklerini iyi tanıyorsa bu anlatıma ve kitleyi yönlendirme amacına daha kolay ulaşır. Bu durum ise, önderin kitle ile aynı istekleri içten, doğal olarak duyuyor ve duygulanıyor olmasına bağlıdır. Doğal olmayan söylev tüm çabaları boşa çıkarır ve önderlik niteliklerini yok eder.
 
 

Önder kitleyi yaratan bağda, sevgi ve kitlenin ulaşmak istediği istekte kendini yeniden ürettiği sürece ‘Yüce Ben’dir. Önder bu ‘Yüce Ben’i gerçekleştirecek nitelikte kitleye görünümü ile bir Baba ( sevilen, sayılan koruyucu olan; tapılacak derecede idealleştirilen, Tanrısal olan) kişiliği taşır. Ancak önderin, kitlenin isteklerine karşı (Yüce Ben’e) önemli olumsuz ilk tavrında, kitlede öndere karşı düş kırıklığı uyanır. Bu düş kırıklığı ile birlikte kitlede öfke ve hainlik duyguları ile büyük bir kin oluşur ve kendi yarattığı önderi ortadan kaldırır.

Ancak her kitlenin, Gezi Parkı kitlesinde olduğu gibi bir öndere gereksinimi olmayabilir. Burada önder ve amacı gerçekleştirecek büyük güç kitlenin inançlarıdır. Amaç ve amaçların gerçekleştirilmesi iradesi, kitlenin her bireyinde önder olarak bulunur.

KİTLE VE İDEOLOJİ:
Bilinçli bir kitlede ve özellikle de ideolojiye sahip bir kitlede başta gelen önder kişi değil bu ideolojidir. Kişisel önder salt bu ideolojiyi gerçekleştirecek bir araçtır ve bu ideolojiye sahip çıktığı, gerçekleştirdiği ölçüde saygı ve önderlik özellikleri taşır. Yüce Ben ise sahip olunan ideolojidir ve isteklerini karşılayan ideoloji onun varlığıdır. Ona zarar gelmesi, kendi varlığına zarar gelmesi demektir.

Örgütlü kitle, amaca ulaşması planlanmış, düşünce sistemi oluşmuş, diğer deyişle ideolojisi belirlenmiş kitledir. Her kitlede ortak bir bağ, istek ve isteğe ulaşılması için bir yol olmakla birlikte örgütlü kitle, ne istediğinin tümüyle bilincinde olan, amacına ulaşma yolları tüm ayrıntıları ile tasarlanmış, düşünceleri sistemleşmiş bir kitle olduğundan, kişileri dolaylı olarak yüceleştireceğine, ‘haklı’ istekleri ile kendini yüceleştirir. Böyle bir kitlede birey, Haklılıktan gelen güçlü olmanın güveniyle eylemlerinde güvenli ve cesaretlidir.

Kitlede düşünce, ulaşılmak istenen amaç, varlığının yeniden doğuşu olduğundan değişmez. Bu değişmezlik, inanç durumuna gelmiş olan bir düşünce olduğundan eleştiriler gereksiz ve anlamsızdır. Düşünce hedef olarak saptandığından, yeniden düşünce üretimine gerek duymamaktadır. Bu bakış açısında sorun görmediğinden, amaçlar gerçekleşinceye değin, bu temel düşünüş dışında düşünme eylemi olmayacak, yeni düşünce üretimi zayıflayacaktır.

Gezi Parkı kitlesinin sistemli olmasa da büyük bir inanç duyduğu, amacı olan düşüncesi vardır. Bu düşünce ideoloji durumuna geldiğinden varlığı ile özdeşleşmiştir ve kitlenin nedeni olan istek, bağ, amaç gerçekleştiği zaman ancak ortadan kalkabilir ve ortadan kalkarak değişime uğrayabilir.
 
 

Kitledeki bu ideolojik yapı, kitlenin toplumsal türünde, polis, sendika..vb tüm kitlelerde görülür. İdeolojikleşmiş yapının her kitle türünde süreç içinde olumlu ve olumsuz bir çok etkileri görülür. Polis kitlesi ile Gezi Park kitlesinde ve bu kitleleri destekleyen kitlelerde görüldüğü gibi kitlelerin ideolojik yapıları, uzlaşmanın önünde en büyük engel olabilir.

KİTLEDE ÖZGÜRLÜK VE ANARŞİ:
Kitle içinde eylemde,  başarıya götüren eylem kuralları belirlenmemişse, yol ve asıl hedef tam çizilmemişse kitle, kitle olmanın verdiği aşırı güç ve güvenle birlikte ilkel varlıkları gibi davranarak,  hiçbir kural tanımayarak her davranışı uygulayabilir. Bu kural tanımamazlık bireylerin özgürlüğü kitle ile özdeşleştirmelerinden, kitlenin her hareketinin özgürlüğü yasalaştıran hareketler olarak görmelerinden ileri gelir. Özgürlüğün kısıtlandığı bir topluluk içinde değildir. Bizzat özgürlüğü yaratan ve uygulayan kitlenin kendisi olduğundan, kitlenin hedefi belirlenmemişse, hoşa giden her davranışı kitle bireyleri ve kitle uygulayacaktır.

Kitlede anarşi sorunu, Gezi Kitlesinde olduğu kadar Polis Kitlesinde de, hatta daha fazla olarak görülmüştür. Gezi kitlesini oluşturan bireyler arasında yaralı sayısının çok olması ve çok önemli olan ölüm olaylarının ortaya çıkması, Polis kitlesi bireylerinin, güdülerine göre ( bireysel inisiyatiflerin kuralsızca kullanımı) tepkide bulunmalarının sonucudur.
 
 

KİTLENİN GENİŞLEMESİ, YAYILMASI:
Kitle içinde bulunmak bireye güven, kitle dışında bulunmaksa kitleyi oluşturan bağa ters düşülmüş olunduğundan güvensizlik uyandırır. Kitle bağına ters düşmek, kitleye karşı gelmek, kitlenin nefretini, düşmanlığını kazanmak demektir. Bu durumda kitle dışında bulunmak tehlike içinde kalmak olmaktadır. Bu nedenle kitle dışında kalan küçük gruplar, bireyler kendilerini güvenli duruma getirmek için kitlenin bağına katılma kitlenin bireyi olmak isterler. Bu kitleye katılım psikolojisi, kitleyi daha da güçlendirir, büyütür.
 
 

Kitleye içten gelen doğal katılımların yanı sıra, salt güvende olmak için zorunluluktan gelen görünüşte katılımlar da olacaktır. Zorunluluktan gelen görünüşte kitleye katılan bireyler, kitleyle doğal içten bağlar kuruncaya kadar kitleye ilgisiz hatta düşman kalabilirler.

Gezi Kitlesinin yayılması, yaygın bir halk eylemine dönüşmesi, devletin gücüne sahip siyasal iktidarın güvenlik güçlerinin kitlesi ile olayın sorunları çözümleme yöntemini seçmesi, kitleler arasındaki uzlaşmazlığı ve çatışmayı süreklileştirerek toplumda karmaşayı arttırır.

 

 

İsmail İNCİ,  19/06//2013

My facebook page:https://www.facebook.com/bgi.inci
My twitter page:https://twitter.com/ismailinci
 
 

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

SAVAŞ EKONOMİSİ VE PANDEMİ EKONOMİSİ-ORTAK NİTELİKLER VE ALINACAK ÖNLEMLER-

  ORTAK VE FARKLI STRATEJİLERİ İLE SAVAŞ EKONOMİSİ VE PANDEMİ EKONOMİSİ (1)        Savaş dönemleri ile Pandemi dönemlerinde ülkelerin iç...