30 MART 2014 YEREL YÖNETİMLER SEÇİM
SONUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ
30 Mart 2014 tarihinde yapılan Yerel
Yönetimler Seçimi öncesinde; iktidarla ilgili yolsuzluk, hırsızlık haberleri, ardından
iktidarın hukuksuz uygulamaları, ülkedeki siyasal koşulları CHP’nin lehine
geliştirmiştir. Siyasal koşullardaki iktidar aleyhine olan bu gelişmelere
rağmen yerel seçimlerin CHP’nin beklemiş olduğu büyük oy artışı ile
sonuçlanmadığı görülmektedir. Üç büyük partinin 30 Mart 2014 Yerel seçimlerinde
almış oldukları Türkiye genelindeki oy oranları aşağıda olduğu gibidir.
AK PARTİ %45.6
CHP %29.6
MHP %14.7
Bu oranlar 2011 genel
seçimlerinde ve 2009 yerel seçimlerinde aşağıda gösterildiği gibi
sonuçlanmıştır.
2011 YILI GENEL SEÇİM
SONUÇLARI:
AK PARTİ %49.9
CHP :% 25.9
MHP :e% 12.9
2009
yılı yerel seçim sonuçları Türkiye genelinde oy dağılımı:
AK
PARTİ %38.8
CHP %23.1
MHP %16.1
30
Mart 2014 Yerel Yönetimler seçimleri CHP açısından değerlendirildiğinde aşama
aşama son üç dönemde oy oranlarının arttığı görülür: 2011 genel seçimlerindeki
oy oranındaki artış 2.8’dir. 2014 yerel seçimlerindeki artış ise 3.7
gerçekleşmiştir. Bu oranlar göz önüne alındığında CHP’nin 30 Mart yerel
seçimlerinde başarısız olduğu söylenemez. Ancak Ak Partinin hala büyük gücünü
koruduğu ve 2009 yerel seçim sonuçlarına göre daha fazla il ve ilçede
belediyelik kazanmış olması göz önüne alındığında CHP’nin bu başarısı gölgede
kalmaktadır.
2009 yılında 45 il belediyesi 447 ilçe Belediyesi kazanan AKP, 2014 yılında 48 il Belediyesi ve 560 ilçe belediyesi kazandı. CHP 14 il belediyesi kazanırken, 162 ilçe belediyesinde de birinci parti çıktı. MHP de oyunu arttırmasına rağmen 2 il ve 25 ilçe belediyesini kaybetti.
Parti
|
Büyükşehir
|
İl
|
İlçe
|
Belde
|
Toplam
|
AK
PARTİ
|
18
|
32
|
559
|
145
|
754
|
CHP
|
6
|
7
|
161
|
17
|
191
|
Gezi
olayları ve 17 Aralık olguna, bütün anti demokratik uygulamalara, ortaya çıkan
yolsuzluk iddialarına rağmen AKP önemli bir oy kaybı yaşamamış, CHP ve MHP
oylarını önemli derecede arttıramamıştır. Hatta CHP’nin Ordu, Artvin, Antalya
ve Mersin’deki belediyelikleri kaybetmesi nedeniyle, önemli bir kayba uğradığı
bile söylenilebilir.
SEÇİMLERDE AKP’NİN BAŞARISININ,
CHP’NİN BEKLENTİLERİ KARŞILAMAYAN SONUÇLARININ NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Seçimlerde
AKP’nin seçimler öncesinde oraya çıkan yolsuzluk ve hırsızlık olaylarıyla
ilgili bağlantılarına, dört bakanın yolsuzluk ve hırsızlıktan istifa
etmelerine, ardından iktidarın tüm yargı ve güvenlik güçlerini baskı altına
almak için hukuksuz yürütmelerine rağmen fazla oy kaybına uğramamasının ve ana
muhalefet partisi CHP’nin beklenenin çok altında oylarını arttırmış olmasının bir
tek nedeni değil çok çeşitli nedenleri vardır.
CHP Genel Merkezi, ülke
geneline yayılan bir ‘Kitle Partisi’ olmak için yerel seçimlerde bazı Belediye
başkan adayları ve meclis üyesi adaylarını sağ parti kökenlilerden ve seçimlere
kısa bir süre kala belirlemiştir. Genel merkezin ve il yönetimlerinin
yetkilendirildiği seçim listelerinde sağ parti kökenli olan belediye meclis
üyelerinin ilk sıralara yerleştirilmesinin nedenleri seçmene açıklanmamış, bazı
bölgelerde halktan kaçırılır gibi hazırlanan listeler son anda seçim kuruluna
teslim edilmiş, CHP’li seçmenin tepkisi önemsenmemiş, listelerin üye sıraları
tam olarak seçmene anlatılmamıştır.
Bu durumdan olumsuz
etkilenen CHP’li belediye meclis üyelerinin açıklamaları, basında yapılan
yayınlar CHP seçmenini olumsuz etkileyerek oyların MHP’ye kaymasına neden
olmuştur.
Kitle
partisi olmak için sağdan oy almaya dayanan bu seçim stratejisinde başarılı
olunamamıştır. Tersine Balıkesir gibi bazı il ve ilçelerde gelen tepkilerle
kendi tabanından, MHP’ye oy kayması ile oy kaybına bile neden olmuştur.
Ak
Parti iktidarı örnek alınarak belirlenen Kitle Partisi olmak için mutlaka
sağdan oy almak, bunun için de sağ partilerden aday belirlemek stratejisi
yanlış bir belirlemedir. Çünkü AK Partiyi iktidara getiren ana neden uygulamış
olduğu Kitle partisi olma stratejisi değildir. Ak Parti, büyük bir ekonomik
kriz sonunda halk tarafından tek kurtuluş yolu ve ülkeyi yönetecek
alternatifsiz parti olarak görülerek iktidara gelmiştir. Ak Parti iktidarı, ekonomik
kriz nedeniyle ortaya çıkan büyük bir tepkiye bağlı olarak tüm önde gelen
siyasetçilerin bir arada kenetlenmesi ile kurulmuş ve iktidar olmuştur. Her düşünceden,
ideolojiden siyasetçilerin bulunuyor olması nedeniyle kitle partisi
olunmamıştır.
Yeni
CHP’nin ilke ve ideolojisi ile siyaset yaparak, her görüşten seçmenin
koşulların getirdiği nedenlerle partinin ilkelerinin alternatif bir siyaset
olarak benimsemesinin sağlanması kitle partisi olma yolunda doğru olan
yöntemdir.
İktidarın yolsuzluk ve hırsızlıklarını açığa
çıkaran telefon konuşmalarının ortaya çıkması sonucu Gülen Cemaati ile İktidar
arasında çıkan mücadelede Partinin, Gülen Cemaati ile iktidara karşı yürütülen
propaganda ve siyasette yan yana gelmesi seçmende CHP ile Gülen Cemaati
arasında siyasal bağ olduğu, CHP’nin parti ilke ve ideolojisinden sapma olduğu
düşüncesini ve kaygıyı uyanmıştır. CHP’li seçmene ve laik-demokrat seçmenlere
bu aynı tarafta siyaset yapmanın anlamının açıklanması gereği duyulmamıştır.
CHP’nin Cemaat ile yakın ilişkiler içinde olduğu inancı CHP’ye yakın seçmen
arasında kırılamamasıyla birlikte, seçim öncesinde Ergenekon ve Balyoz davasından tutuklu olanların serbest
bırakılması, bir kısım oyların MHP’ye kaymasına neden olmuş, diğer yandan ise
AK Partiden oyların kopması sağlanamamıştır.
CHP’nin
kendi parti ilke ve ideolojisi (Sosyal demokrat ideoloji) ile siyaset yapmanın
önemi büyüktür. Sosyal Demokrat söylemlerle siyaset yapmak gereklidir
Seçimlerde parti ilke ve
ideolojisi ile Genel siyaset yapılarak, yerel siyasette bölgedeki seçmenlerin
sorunlarının çözümüne yönelik projeler anlatılarak siyaset yapılmalıydı.
Muhalefetteki
CHP ve MHP seçmenle tam iletişim kurarak iktidarın yolsuzluk, hırsızlık ve
hukuksuzluk alanlarındaki uygulamalarının ülke için zararlarını tam
anlatamamış, halkı inandıramamıştır.
Yerel seçim sonuçlarında AK parti
iktidarının yolsuzluk ve hırsızlıklarını açığa vuran telefon dinlemelerine
halkın inanmamasında etken olan neden, dışişleri bakanlığında ulusal güvenliği
ilgilendiren ve mit ile genelkurmay başkanının da bulunduğu toplantıdaki
konuşmaların telefonla kamuoyuna sızdırılmasıdır. Bu telefon konuşması,
toplumun hassas olduğu konularda, gizli olması gereken bilgilerin sızdırılmış
olması, telefon konuşmaları yayınlarına karşı büyük bir tepki ortaya
çıkarmıştır. Bu tepki, şeriat düzenini hedefleyen siyasal güçlere karşı halkın
tepkisini yanına çekmek için şeriat yanlılarının camileri bile bombaladığını
ileri süren ”camilerin bombalanması” stratejisine benziyor. Ulusal güvenliği
ilgilendiren bu dinlemelerin iktidar tarafından bir strateji olarak halka
sızdırılmış olma ihtimali yüksektir. Muhalefetin bu son dinleme olayını
savunmaması, hatta iktidarın bir komplosu olduğunu seçmene anlatma yolunu
seçmesi doğru olurdu
Seçimlerde daha verimli
çalışma sağlanabilmesi için Parti içinde daha çok koordineli, kolektif, parti
disiplini içinde çalışma gereği vardır.
Kırsal
alandaki seçmenin birincil sorunlarının (işsizlik, tarım ve hayvancılıkta
karşılaşılan sorunlar, kredi borçlarının ödenmesi…vb) çözümlenmesi siyaseti tam
olarak seçmene anlatılamamış ve inandırılamamıştır.
Medyasız seçim kazanmak
çağımızda olanaksızdır. Bu gerçek CHP’yi iktidar karşısında, yetersiz parasal
kaynakları nedeniyle başarısız kılmaktadır. Medya İktidarın baskısından
kurtulamamaktadır. Sonuçta iktidarın seçmen üzerinde yönlendirici etkisi daha
çok ortaya çıkmaktadır. Seçmenin İktidara olan bağlılığının çözülmesi,
iktidarın kıyaslanamayacak olan mali kaynakları; devlet olanaklarını kullanarak
yapmış olduğu seçim çalışmaları, reklam, propaganda ve Yüksek Seçim kurulunun
yasaklarına arasında olmasına rağmen seçim çalışmalarında dağıttığı promosyonlar
nedeniyle sağlanamamıştır.
Partililerin Parti
ilkeleri ve programında dahi partiyi eleştirmeleri, birbirlerini ve yönetimleri
basının önünde suçlamaları, partide sürekli kavganın olduğu görünümü seçmende
partiye olan güveni sarsmaktadır. Partide itaatin, disiplinin, ahlaki değerlere
bağlı çalışmanın yerleştirilmesi, gelenekselleştirilmesi gerekmektedir.
Bu nedenlere bağlı
olarak halk henüz CHP’yi iktidar karşısında alternatif bir parti olarak
görmemiştir.
EK:
CHP BALIKESİR/ALTIEYLÜL VE KARESİ İLÇELERİ 30 MART 2014
YEREL SEÇİMLERİ DEĞERLENDİRME TOPLANTILARI SONUCUNDA ORTAYA ÇIKAN GÖRÜŞ
VE ÖNERİLER:
1)
30 Mart yerel seçimleri adaylarının belirlenmesi sürecinde, 2009 yerel
seçimlerinde aday belirlenmesi sürecindeki yanlışlar yeniden yapılmış, benzer
koşul ve nedenler aynı sonuçları ortaya çıkardığından 30 Mart yerel seçimleri
de önceki dönem yerel seçimler kadar olmasa da olumlu sonuçlanmamıştır.
Genel merkezin ve il yönetiminin
yetkilendirildiği belediye meclis üyelerinin seçim listelerinin sıralanmasında
CHP’li seçmenin tepkisi önemsenmemiş, listelerin üye sıraları tam olarak
seçmene anlatılamamıştır.
Başka parti kökenli olan belediye meclis
üyelerinin ilk sıralara yerleştirilmesinin nedenleri seçmene açıklanmamış,
halktan kaçırılır gibi hazırlanan listeler son anda seçim kuruluna teslim
edilerek, basına ve seçmene açıklanmıştır. Bu durumdan olumsuz etkilenen
belediye meclis üyelerinin açıklamaları, basında yapılan yayınlar CHP seçmenini olumsuz etkileyerek MHP’nin oylarını arttırmasının bir
nedeni olmuştur.
Büyük şehir belediye başkanı adayı,
yanlış bir aday arama ve belirlenme süreci sonunda, seçim propaganda ve
çalışmalarına az bir süre kala sağ kökenli bir aday olarak belirlenmiş, CHP’li
üye ve seçmene bu durumun siyasi nedenleri açıklanarak alışması ve kabullenmesi
sağlanmamıştır. Seçmen ve parti tabanı büyük şehir belediye başkanını
benimseyememiştir.
2)
İl yönetiminin, seçimlerde adayların belirlenmesi ve sıralanması aşamalarında
genel merkez üzerinde görüşlerini açıklama ve etkileme çalışması yetersiz
kalmıştır. İl yönetimi kendi içinde koordineli bir çalışmayı sağlayamamıştır.
İl başkanı ile yönetim kurulundaki üyeler arasında kolektif çalışmalarda
sorunlar vardır. Bunun sonucu olarak seçimlerde gerekli verimli çalışma
gösterilememiştir.
3)
Aday adaylarının belirlenme süreci, sağ ideolojiden gelen adaylarla listelerde sıralarının değiştirilmesi, CHP seçmenini olumsuz etkilemiş, MHP’nin oylarını arttırmasının önemli
bir nedenini oluşturmuştur.
4)
Kırsal alandaki seçmenin birincil sorunlarının (işsizlik, tarım ve
hayvancılıkta karşılaşılan sorunlar, kredi borçlarının ödenmesi…vb)
çözümlenmesi siyaseti tam olarak seçmene anlatılamamış ve inandırılamamıştır.
İktidarın yapmış olduğu yolsuzluk, hırsızlık ve hukuksuzlukları sürekli olarak
seçim çalışmalarında açıklanmasına rağmen kırsal kesimdeki seçmenin bu duruma
inanması ve bu durumu önemsemesi sağlanamamıştı
Sadece
seçim zamanlarında, seçimlere iki ay kala köylere giderek yapılan seçim
çalışmaları ile başarılı olmak mümkün olmamaktadır.
5)
Eğitim düzeyi düşük kırsal kesimde olsun, eğitim düzeyi oransal olarak yüksek
olan ilçe merkezlerinde olsun, parti ilke ve ideolojisi (Sosyal demokrat
ideoloji) ile siyaset yapmanın önemi büyüktür. MHP’nin büyük şehir belediye
başkanlığında başarılı olmasının imkansız olduğu inandırılamamıştır. Bu seçim
çalışmalarında özellikle MHP’nin genel siyasi anlayışına karşı parti ilke ve
ideolojisi ile hiç mücadele edilmemiş, bu durum MHP’nin oylarını arttırışının
önemli bir nedeni olmuştur
6)
İlçe yönetimi ile üyeler arasında tam bir bütünleşme sağlanarak tüm üyelerin
seçim çalışmalarına katılımı gerçekleşmemiştir. Seçim çalışmalarının
programlarının düzenli olarak yapılarak üyelere zamanında bildirilmesi ile
seçim çalışmalarına tüm üyelerinin katılımı sağlanmalıd
7)
Yerel yönetimlerle ilgili projeler hazırlanarak halka inecek şekilde
anlatılmalıydı. Halktan ve CHP’li üyelerden habersiz, kapalı kapılar ardında
kararlar alınmamalıdır. Kararlar üyelere açık tartışılarak alınmalı, tüm
üyelerin kararların alınmasında katkısı sağlanmalı ve uygulanmalıdır.
Yönetimlerde gençlere daha çok yer verilmelidi
8)
Birbirimize, yönetimlere, Genel Merkeze hakaret ederek, başarılı olamayız. AK
Partinin başarısının bir nedeni birlik ve bütünleşmeyi sağlamış olmasıdır.
Partide bütünlüğün, birleşmenin, parti disiplinin sağlanması başarının önemli
bir adımıdır.
9)
Seçimlerde “güçlü görünmenin” önemi büyüktür. İl milletvekillerimiz, genel
başkan yardımcıları, belediye başkan adayları ve belediye meclis üye
adaylarının bütününün bir arada, halkın içinde seçim süreci içinde sık sık
görünmeleri sağlanamamıştır.
İl
milletvekillerimiz seçimlerde yeterince destek vermemişlerdir.
10)
Seçim sandık başında görevliler belirlenirken, görevini özverili, bilinçli
olarak yapacak üyelerden seçilmesi,
büyük önem taşımaktadır.
11)
İktidarın yolsuzluk ve hırsızlıklarını açığa çıkaran telefon konuşmalarının
ortaya çıkması ile Gülen Cemaati İktidar arasında çıkan mücadelede, Partinin
Gülen Cemaati ile iktidara karşı yürütülen propaganda ve siyasette yan yana
gelmesi, seçmende CHP ile Gülen Cemaati arasında siyasal bağ olduğu, CHP’nin
parti ilke ve ideolojisinden sapma olduğu kaygısını uyandırmıştır. özellikle
CHP’li seçmene ve laik-demokrat seçmenlere Gülen Cemaati aynı tarafta siyaset
yapmanın anlamının açıklanması gerekirdi..Bu başarılamadığından CHP’nin Cemaat
ile yakın ilişkiler içinde olduğu inancı CHP’ye yakın seçmen arasında
kırılamadı
Seçmenin
tepki oylarının MHP’ye kaymasının
önlenmesi ve AK Partiden oyların kopmasının sağlanabilmesi için parti ilke ve
ideolojisi ile genel siyaset
yapılmalıydı.
12)
Ortaya atılan ve sürekli propagandası yapılan MHP’nin oylarının önde olduğu
algısı bir türlü kırılamadı. CHP seçmeninde bu algının kırılamamasında Halk
TV’deki yayın ile Gözcü Gazetesindeki yazı etkide bulunmuştur. Bu algının
kırılamadığı MHP’nin oylarını arttırmış olmasıyla açıkça ortaya çıkmıştır.
13)
Medya’da sesini duyurmadan, medyasız seçim kazanmak çağımızda olanaksızdır. Bu
gerçeğin gereği olarak, gazete ve TV yayınlarındaki reklamlarla CHP’nin
propaganda ve reklamının yapılması yetersiz parasal kaynaklar nedeniyle
sağlanamadı.
13)
Seçmenin İktidara olan bağlılığının çözülmesi, iktidarın kıyaslanamayacak olan
mali kaynakları; devlet olanaklarını kullanarak yapmış olduğu seçim
çalışmaları, reklam, propaganda ve Yüksek Seçim kurulunun yasakları arasında
olmasına rağmen seçim çalışmalarında dağıttığı promosyonlar nedeniyle
sağlanamadı.
Genel
merkezden gelen seçim yardımının yetersizliği nedeniyle görsel ve yazılı reklam
verilememiştir.
14)
Partililerin Parti ilkeleri ve programında dahi partiyi eleştirmeleri,
birbirlerini ve yönetimleri basının önünde suçlamaları, partide sürekli
kavganın olduğu görünümü seçmende partiye olan güveni sarsmaktadır. Partide
itaatin, disiplinin, ahlaki değerlere bağlı çalışmanın yerleştirilmesi,
gelenekselleştirilmesi gerekmektedir.
Seçim
çalışmalarında ziyaret edilen bölgenin ve seçmenin analizinin yapılarak seçim
konuşma ve propaganda yöntemleri belirlenmelidir. Bunun için Alan çalışması
yapan görevlendirmeleri, analistler, anti propaganda uzmanları belirlenmelidir.
Bazı konuşmalarımızla AK Partinin biz reklamını yaptık. Bu yanlışlıklara
düşmemek için anti propaganda uzmanları ile çalışılmalıdır.
Partide
küskünlükleri ortadan kaldırarak, bir ve bütün olarak, nitelikli insan gücümüze
önem vererek çalışmalarımızı düzenlemeliyiz.
15)
Genel siyaset ve yerel siyaseti birlikte yürütmelidir. Genel siyaseti parti
ilke ve ideolojisi ile yapmalı, yerel siyasette bölgedeki seçmenlerin
sorunlarının çözümüne yönelik projeler yapılmalı. Önümüzde yapılacak olan
Cumhurbaşkanlığı ve Genel seçimlerine Olağanüstü kongreler yaparak yeni yönetimlerle
girilmeli, başarısız görülen yönetimlerle başarılı olma anlayışından
vazgeçmeli.
16)
Yönetimlerde gençlere daha çok yer verilmeli, hatta artık gençler yönetimlerde
bulunmalı. Seçim propaganda yöntemleri yeniden gözden geçirilmeli, yenilenmeli.
Hiçbir çalışması olmayan Seçim büroları açmaktan vazgeçmeli, bunun yerine daha
çok stand ve alan çalışması yapılmalı. Seçmenle empati kurarak seçmenle
yakınlaşma sağlanmalı. Bu amaca yönelik reklam ve propaganda, afiş ve
flamaların basımında psikologlardan, sosyologlardan yararlanmalıdır.
17)Kırsal kesime adaylar
benimsetilemedi, büyükşehir yasası iyi anlatılamadı, sosyal sorunlara
değinilmedi. Sonuç olarak kırsalda partinin genel siyaseti yapılmadı…
İsmail
İNCİ, 26/04/2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder