ESNEK ÜRETİM YÖNTEMİNİN İLKELERİ, KİTLE ÜRETİM YÖNTEMİ İLE
KARŞILAŞTIRILMASI, EKONOMİK VE SİYASAL ETKİLERİ -2-
İki büyük “üretim
yönteminden” biri olan Esnek Üretim yöntemi, Kitlesel Üretim Yönteminin
olumsuzluklarına (insanın mekanikleşmesi, niteliksiz emeği teşvik etmesi,
pazarlama sorunları ve Pazar çatışmaları, yeni ürünlerin geliştirilmesinde
engel oluşturması…vb) çözüm getiren bir yöntemdir.
Kitlesel üretimle açlığın ve yoksulluğun sona
erdirileceği düşünülürken, tersine bu üretim yöntemi büyük ekonomik krizlerin
ve savaşların, piyasa dengesizliklerinin çıkmasına neden olmuştur.
Kitlesel üretim yönteminin uygulandığı aşırı
Liberal ekonomik düzenin ortaya çıkardığı sorunları Adam Smith ve Karl Marks
yazdıkları kitaplarda belirgin ve etkileyici anlatımlarla dile getirmişlerdir.
Sorunları özellikle çalışanlar (işçiler) yönünden ele alan Karl Marks
sorunların çözümü için aşırı bir devlet örgütlenmesi ile her türlü ekonomik
olayın insan denetimine alınarak çözümlenebileceğine inanmıştır.
“İşbölümü emeğin üretken gücünü, toplumun
zenginlik ve inceliğini arttırırken, işçiyi bir makine durumuna düşürecek
derecede yoksullaştırır. Emek, sermayelerin birikimine ve böylece toplumun
artan gönencine yol açarken, işçiyi kapitaliste gitgide daha bağımlı kılar,
kapitalisti büyümüş bir rekabet içine atar ve bir o kadar derin bir durgunluk
tarafından izlenen dizginsiz bir aşırı üretim düzenine götürür.” (s. 20, Karl
Marks, 1844 El Yazmaları)
“
Toplumun en gönençli durumu, dünyada ancak yaklaşık olarak erişilebilmiş
ve burjuva toplumun olduğu gibi ekonomi politiğin de ereği olan bu ülkü,
işçiler için durgun sefalet anlamına gelir.” (s.21)
Aşırı rekabet, kitlesel üretimle aşırı
üretim, aşırı zenginleşme, aşırı hırs ile toplumda ekonomik ve toplumsal yaşama
düzeninin bozulması sonucu ortaya çıkan krizde en çok yaşama standartları
bozulanlar işçiler olmaktadır. Kapitalist veya işletme sahiplerinin olumsuz
etkilenmeleri işçiler kadar değildir. Kitlesel üretimle birlikte aşırı üretime
giden sanayi, üretimin (arzın) tüketimden (talepten) daha fazla olması
nedeniyle işçinin ücretinin düşmesine, iflaslara ,şirketlerin kapanmasına,
işçinin işsiz kalmasına sonuçta ekonomide kaosa varan dengelerin bozulmasına
yol açar. Kitlesel üretim yöntemi işbölümünü daha arttırarak üreticiyi
makineleştirmektedir. “Sürekli olarak tekdüze bir etkinlik, beden için olduğu
kadar, zihin için de zararlıdır.” (Wilhelm Schulz, Üretim Hareketi. S.69)
Giderek artan makineleşme ve kitlesel üretim
ekonomiyi aşırı üretimle zenginleşmeye götürüyor görünürken, tersine toplumda
durgunlaşan ve yoksullaşan bir ekonomik düzene yol açar.
Aşırı üretimle gelen yoksulluk, insanın uygarlaşmasının
ilk aşamalarındaki “mutlak (ilkel)
yoksulluk” tan farklı bir yoksulluktur. Bu yoksulluk, giderek tür ve cinsleri
artmakta ve geliştirilmekte olan ürünlerin tümünün üretiminden yararlanma istek
ve hevesinden gelen “göreli yoksulluk”tur. Ancak bu göreli yoksulluk, ekonomik
krizlerde mutlak yoksulluk durumunu almakta, hatta yoksulluk giderek sefalete
ve açlığa kadar uzanmaktadır.
Kitlesel üretim sisteminin açtığı sorunların
çözümü, devletin tüm üretim ve tüketim süreçlerinin aşırı denetimi altına
alınması ile çözümlenecek sorunlar değildir ve çözümlenememiştir. Bu nedenle
kitlesel üretim anlayışına sahip devletin ekonominin tüm olaylarını denetim
altına aldığı ekonomik sistemler bilimsel ve teknolojik ilerlemelerin önünde
engel olan birer ekonomik sistem ve kitlesel üretim yöntemi olmuştur.
Büyük maliyetlerle kurulan büyük şirketler
yeni teknolojileri kullanmakta, yeni maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle
esnek üretim yöntemi anlayışı benimseninceye kadar tutucu davranmaktadırlar.
Bu üretim anlayışı, bilim ve teknoloji
alanındaki ilerlemelere ayak uyduramayan hatta önünü kesen bir yöntem
oluşturduğundan, bu anlayışla üretim yapan toplumlar geri kalmış ülke” olmaktan
kurtulamamışlar ve siyasal sistemleri de yıkılmak zorunda kalmıştır. Doğu Blok’unun
yıkılışının temel nedenlerinden birisini de, bu üretim anlayışının ortaya
çıkardığı ekonomik olumsuzluklarda aramak gerekir. Esnek üretim yöntemi ise,
bilim ve teknolojideki gelişmelerle üretimi uyumlaştırmıştır.
Ekonomide tüm olumsuzlukları ve dengesizlikleri
ortaya çıkaran kitlesel üretim yöntemine sahip ekonomik sistemleri Kapitalist
(anamalcı) ekonomik sistem”, ekonominin dengelerini sağlayan esnek üretim
yönteminin uygulandığı ekonomik sistemleri, girişimcilerin üretimde
organizasyon ve koordinasyondaki önemlerinden dolayı “ Girişimci Ekonomik
sistem”, Devletin (bürokrasinin) aşırı denetim rolünün bulunduğu ekonomik
sistemleri de, “ Devletçi ekonomik sistem” olarak sınıflandırmak ve
kavramlaştırmak yerinde olur.
ESNEK ÜRETİM YÖNTEMİ VE İLKELERİ:
Esnek üretim yönteminde
Şirketler, piyasa koşullarına göre gerek makineleşme düzeyinde, gerekse
üretimde çalışanların bilgi ile donatılarak personel düzeyinde, gerektiğinde
üretimde hizmet veren binanın kendisi ve donanımı düzeyinde, hızlı olarak kendini
değişime uğratarak yeniden üretim organizasyonunu tamamlayabilmesi anlayış ve
düşüncesini taşır. Esnek üretim yöntemine sahip şirketler talebin her an
yetersizliği ile karşı karşıya kalacağını öngörür. Bu öngörüye hazır olarak
kitlesel üretiminin optimum büyüklüklerini izler, kendini yeniden
yapılandırarak üretim organizasyonunu yeniden piyasa talebi oluşturacak yönde
kurar. Tezgâh, bina, insan, hammadde, araştırma birimlerini en az süre ve
maliyetle yeniden organize edecek yönde kendini projelendirir; mali
kaynaklarını ayırdığı fonlarla hazırlar.
Üretim Yöntemi anlayışı
salt yeni ürün üretmek düşüncesini taşıyan bir yöntem değildir.
Kitlesel üretim yönteminin
ekonomik kurallarını benimseyen firmalar, birim maliyetleri düşürmek için daha
çok emek ücretini kısmak, yeni pazarlara
sahip olmak için birbirleriyle haksız mücadele etmek, piyasalarda tekelci
ortamlar yaratmak, üretimi kısmak…vb
yöntemle rekabette piyasada
üstünlüklerini sağlama çabası içinde bulunmuşlardır. Yeni ürünler geliştirerek
yeni yatırımlarla üretim yapmak, buna bağlı olarak piyasalarda talep oluşturmak
ve rekabet edebilir duruma gelmek bilinci bulunmaz. Yeni ve gelişmiş ürünlerin
üretimi yönteme bağlı bir bilinçle değil, bilimin ve teknolojinin buluşlarına
bağlı olarak, toplumların doğaya ve diğer toplumlar üstünde egemenlik kurma
amaçlarına bağlı olarak anlık kararlarla yapılmıştır.
Zaman içinde kitlesel
üretimin piyasalarda talebi hızla azaltması ve şirketler arasında rekabeti en
üst düzeye çıkarması, “yeni ürünlerin” üretiminin ve geliştirilmesinin, ucuz
işgücüne ve fiyatlarda düşüşe bağımlı kalmadan piyasalarda rekabet
edilebilirllikteki önemini ortaya koymuştur. İnovasyon olarak adlandırılan
üretimdeki bu anlayış günümüzde de önemini korumaktadır ve esnek üretim yöntemi
anlayışının önemli bir parçası olarak
görülmelidir..
“İnovasyon kavram olarak
yeniliği, yenilenmeyi anlatır. İnovasyon
ekonomik anlamda :“bir fikri pazarlanabilir bir ürün ya da hizmete, yeni ya da
geliştirilmiş bir imalat ya da dağıtım yöntemine, ya da yeni bir toplumsal
hizmet yöntemine dönüştürmektir…”
“Şirketlerin ve
ülkelerin inovasyonla sürdürülebilir, dengeli bir ekonomik yapıya sahip
olabilmeleri için de bilimsel ve teknolojik çalışmalara, yatırımlara; bu
alanlarda ki eğitime büyük önem vermeleri zorunluluğu vardır… İnovasyon
bireysel ve toplumsal ihtiyaçların (sağlık, dinlenme, çalışma, ulaşım v.b.)
daha iyi bir düzeyde karşılanmasını sağlar. İnovasyon girişimcilik ruhu için de
esastır: her yeni girişim ne de olsa belli bir yenilik getirmeye yönelik bir
süreç sonunda doğar. Dahası, bütün girişimlerin rekabet güçlerini sürdürebilmek
için sürekli yenilenmeye gereksinimleri vardır. Bu söylenenler ülkeler için de
doğrudur. Ekonomik büyümelerini, rekabet güçlerini ve istihdam olanaklarını
sürdürebilmek için onlar da yeni fikirleri hızla teknik ve ticari başarıya
dönüştürmek zorundadırlar."
(Prodüktivite, İnovasyon Yeteneği ve Teknoloji, Aykut
Göker, 2000,
Ancak inovasyon
anlayışı, salt yeni ürün üretmek düşüncesi, esnek üretim yöntemini anlatan
süreç için yeterli değildir. Kitlesel ürettim yapan büyük şirketler, yapılarını
yeni ürünlerin yatırımına geçiş için esnekleştirerek esnek üretim yöntemine
sahip olmalıdır. Kitlesel üretim yöntemine göre yapılandırılan şirketler
ürünlerin geliştirilmesine ve yeni ürünlerin üretimine geçemedikleri halde,
esnek üretim yöntemine göre yapılandırılan şirketler kolaylıkla az maliyetle
yeni yatırımlarını gerçekleştirirler. Üretimde Esneklik, bir üretim sisteminin
ani talep değişimlerine hızlı cevap verebilme veya yeni bir ürünün üretimine
kolay geçebilme yeteneğidir.
Bu gerçekleştirme de
esnek üretim sistemi tezgâh, yapı ve organizasyonlarıyla olanaklı olur.
İşletmeler, bugün
bilgiye dayanan sanayi toplumunda yapılarını esnekleştirmek, esnek üretim
sistemleri ile yapılarını donatmak zorundadırlar
.
.
“Sanayi sonrası toplumda ve ya bilgi toplumunda işletme
yapıları esnekleşmiştir. Sanayi sonrası toplumun veya bilgi toplumunun diğer
boyutlarındaki değişikliklerine paralel olarak işletmeler daha esnek halde
bir yapı kurmak zorunda kalmaktadırlar.” Öğr. Gör. Ahmet FİDAN, Mevzuat Dergisi, sayı:62, Yıl:6,
Şubat 2013)
Esnek Üretim
Sistemlerini farklı parça ve ürünleri önemli bir değişiklik ve tezgah duruşuna
gerek kalmadan üretebilme kabiliyeti olan sistemler olarak tanımlayabiliriz.
Yalın ve atölye tipi üretim yapan geleneksel
imalat sistemlerinde yüksek düzeyde yarı mamul stoku, uzun iş kuyrukları, düşük
tezgah faydalanma oranları gibi problemlerle karşılaşılmaktadır. Diğer bir
deyişle, etkinlik ve esneklik geleneksel imalat sistemlerinin üzerinde önemle
durduğu problemler olmaktadır.
Esnek imalat sistemlerinin genel özellikleri
şu şekilde sıralanabilir; Esnek Üretim Sistemleri ürün çeşidinin fazla olduğu
işletmelerde uygulanabilir. Esnek Üretim Sistemleri aynı gruptan olup farklılık
gösteren parçaları üretmek amacıyla kullanılmaktadır. Genel amaçlı makine-teçhizatı
içermektedir. Arklı parçaları üretmek için makine-teçhizatta küçük çaplı
değişiklikler yapılabilir.
Mamul, yarı mamul ve
hammadde otomatik bantlarla, malzeme ve taşıyıcılarla hareket edebilmektedir.
Genel amaçlı makine-teçhizat ve malzeme taşıma sistemini kontrol eden ana bir
bilgisayar vardır. Farklı parçaların üretilmesi makineler üzerinde gerçekleşen
otomatik değişikliklerle mümkün olabilmektedir. Üretimde personel müdahalesi
asgariye indirilmiştir. Fabrikaya hammadde girişinden mamul çıkışına kadar kalite
kontrol, tasarım, üretim gibi tüm işlemler otomasyona dayalı olarak
bilgisayarla gerçekleştirmektedir.
Üretim sistemlerinde başlıca esneklik türleri
Tezgah-makine esnekliği, Uretim süreci-proses esnekliği, ürün esnekliği, iş
akışı (routing) esnekliği, genişleme esnekliği, hacim senekliği, işlem
(operation) esnekliği üretim yöntemi esnekliğidir.
Esnek üretim sisteminin
doğuracağı mali kazançları ise şöyle sıralayabiliriz: İşgücü maliyetlerinde
sağlanacak tasarruflar, Hammadde, yarımamul madde ve malzeme kullanımında
sağlanacak tasarruflar, Üretim artıklarının azalması nedeni ile sağlanacak
tasarruflar, Kusurlu mal üretiminin azalması nedeniyle yeniden işleme tabi
tutma maliyetlerinin azalması, İş kazalarının azalması sonucu, bu tür
harcamaların azalması, Fiziksel alandan sağlanan tasarruflar sonucu fiziksel
alanlar için yapılan harcamaların azalması,
Eğitim Esnek üretim
sistemini benimseyen bir işletme kaçınılmaz olarak yoğun eğitim programları
düzenlemek zorundadır. Esnek üretim sistemlerinde işçiler çok fonksiyonlu olup,
tek bir prosese bağlı olan geleneksel işçilerden farklıdırlar. Bu yüzde tüm
işçiler hücredeki tüm prosesleri yapacak şekilde eğitilmelidir. Bu, eleman
sayısı yönünden hücreye esneklik kazandırma açısından çok önemlidir Yeni anlayış
bazı yetkilerin kurulan takımlara devrini gerektirdiğinden, özellikle otoriter
ve dikey yapıdaki geleneksel kuruluşlarda orta yönetim ve alt yönetim bu durumu
kendi etkilerinin gevşemesi olarak görebilir. Bu yüzden değişimden etkilenecek
herkesin, tüm yöneticilerde dahil olmak üzere eğitilmesi gerekir.
http://www.dinamikkobi.com.tr/makale/84/kobilerin-sorunlari-ve-cozum-yontemleri/
Şirketlerin personel
kadrolarında da esnek örgütlenme yapısını kurmuş olmaları zorunludur. Üretim
koşullarında ortaya çıkan değişimlere bağlı olarak kadrolarında gerekli
görevlendirmeleri yaparlar. Ancak ne yazık ki birçok kamu ve özel şirkette
personel alanındaki esnek yapılanma anlayışı, sözleşmeli personel istihdamı ve
taşeron firmaların personelinin istihdamı olarak anlaşılmıştır. Doğru olan
yapılanma ise personelin esnek örgütlenme ve istihdamı, çalışanların işyerinde
sürekli eğitimi ile ortaya çıkması gerekir. Bu anlayış ve tutum ile personelin
esnek üretim sürecinde yer alması sağlanabilir. Kurumların verimliliği, çalışanların
ve toplumların refahının artışı, sosyal adaletin gerçekleşmesi bu esnek üretim
yöntemi anlayışına bağlıdır.
Çağdaş ekonomilerde
bir işçi, teknolojideki gelişmelere bağlı olarak üretimde kullanılmaya başlayan
akıllı makinelerle, geçmiş çağ ekonomilerinde çalışan bin işçinin yaptığı işi
yapıyor olmasına rağmen toplumların kendilerine hala “daha çok boş zaman” ayıramamalarının nedeni, bilim ve
teknolojideki ilerlemelere bağlı olarak yeni ürünlerin üretiminin gereksinme
durumuna gelmesi zorunluluğuna dayanmaktadır. İnsan uygarlığının
ilerlemesi ve gelişmesinin önlenemez oluşu teknolojideki ilerlemelerle “yeni
ürünlerin” üretimini sürekli olarak
zorunlu duruma getirmektedir. Bu zorunlu üretim daha çok boş zaman
planlamalarını sürekli ertelemektedir.
Esnek Üretim
yöntemine göre sanayinin ve işletmelerin yapılanması “ boş zaman artırımını”
sağlayacaktır.Çalışma saatlerinin azaltılması; gelişen, güçlenen daha çok akıllı makinelerin
esnekliğe bağlı olarak kolaylıkla üretim sürecine katılması ve çalışan insan
gücünün dönüşümlü kullanılmasıyla olanaklıdır. Bu esneklik,
istihdamı arttırarak işsizliğe de çözüm oluşturur.
Ülkelerin ekonomilerinin ve sanayilerinin güçlü olması, uluslarası pazarlarda rekabet edecek güçte olabilmeleri “Esnek Üretim Yönteminin” ilkeleri ile planlanan ekonomik hedeflerin gerçekleşmesine bağlı olduğu artık kabul edilmiştir. Bu bilincin gelişmesine bağlı olarak ülkemizin 2023 yılı hedeflerine ulaşabilmek için yapılan planlamalarda esnek üretim yöntemi anlayışına bağlı önemli çalışmalar belirlenmiştir.
Sınai üretimde rekabet üstünlüğünün sağlanması
hedefi doğrultusunda: Esnek Üretim – Esnek Otomasyon Süreç ve
Teknolojilerini Geliştirmede Yetkinleşme:
1. İleri sensörler,
konumlama ve tekrarlama hassasiyeti ±0,5 mm’den küçük
pnömatik aktüatörler
geliştirebilmek;
İnsan-makina
etkileşimini artıran arayüzler ve insansız sistemler geliştirebilmek;
Akıllı makinaların
(sanayi robotları, mikro makinalar, kendinden güdümlü
makinalar,
mikroelektromekanik sistemler) tasarım ve üretiminde beceri
kazanmak.
2. Kimya sanayiinde
hızlı ürün değişikliğine elverişli kompakt (process
intensification) ve
esnek üretim süreçleri geliştirebilmek.
3. Tekstilde her türlü
veri ve bilgi akışını elektronik ortamda sağlayabilmek.
4. Tekstil üretiminde
makine ayarlarını insan müdahalesi olmadan yapabilmek;
tekstilde bilgisayar
destekli örme tasarım ve üretim teknikleri geliştirebilmek; ve
konfeksiyonda
tekno-terzilik ve kişiye özel üretim yapabilmek.
5. Hem nitelik hem de
nicelik olarak, talepte meydana gelen hızlı değişikliklere
anında yanıt vermeyi
mümkün kılacak, esnek - kitlesel (seri) üretim için
kullanılan yatırım
makina ve teçhizatının tasarım ve üretiminde yetkinlik
kazanmak. (S.12-13,
TUBİTAK, Ulusal Bilim ve Teknoloji Politikaları, 2003-2023 Strateji Belgesi)
KAYNAKÇA:
1- Rene Descartes, Anlığın
Yönetimi İçin Kurallar,
2- Jean Jacques Rousseau, İnsanlar Arasında Eşitsizliğin
Kaynağı (Bilim ve Sanatlar Üzerine Konuşma)”
3- Adam Smith, Ulusların
Zenginliği
4- YALÇINKAYA, Timuçin, “Sanayi ve Bilgi Toplumlarında
Rekabet Ekonomisi” Rekabet
Bülteni Dergisi, ESC Consulting Yayını, Yıl:2001, Sayı:5, 2001.
5- Karl Marks, 1844 El
Yazmaları
6-Öğr. Gör.
Ahmet FİDAN, Mevzuat Dergisi, sayı:62, Yıl:6, Şubat 2013)
7-(Prodüktivite, İnovasyon Yeteneği ve Teknoloji, Aykut
Göker, 2000,
8- http://www.dinamikkobi.com.tr/makale/84/kobilerin-sorunlari-ve-cozum-yontemleri/
9-TUBİTAK
Kasım 2004, Ulusal Bilim ve Teknoloji Politikaları, 2003-2023 Strateji Belgesi.
İsmail İNCİ, 10/05/2014