TAKSİM-GEZİ PARKI HALK TEPKİSİNİN, EYLEMLERİNİN NEDENLERİ VE
SONUÇLARI
Gezi
Parkı’nın ve Taksim’in yeniden düzenlenişine karşı halkın başlangıç aşaması tepkisinin
nedenini, yerel yönetimlerin görev ve yetki alanına giren bir işin devlet
örgütlenmesi alanında ele alınarak çözümlenmesi girişimi oluşturur. Toplumda
yerel yönetim örgütlenmesi görev alanına giren işler yerel yönetimlerce, yerel
halk tarafından, yerel halkın yararına göre ve görüşlerine uygun olarak yerine
getirilir. Devlet örgütlenmesinin görev alanı daha geniş toplumsal görevleri
kapsar: Genel eğitim, sağlık, adalet, savunma…vb gibi.
Toplumda
bireylerin tek başlarına yerine getiremeyecekleri bazı eylemler-gereksinmeler
devlet örgütlenmesini zorunlu olarak ortaya çıkarmıştır. Ülkenin işgallere
karşı korunması için Askeri Savunma hizmetinin, toplumun kendi içinde bireyler
arasında barış ve güvenliğin sağlanması için Güvenlik güçleri hizmetinin, bireyleri
arasında uzlaşmazlıkların barışçı çözümü için adaletin hizmetinin, halkın
sağlığının korunması için sağlık hizmetlerinin, her türlü bilginin kuşaklar
arasında korunması, iletilmesi için toplumun eğitim hizmetlerinin, genel üretim
ve tüketim dengesinin korunması için ekonomik hizmetlerin sağlanması..vb
bireylerin toplumsal örgütlenmesi zorunluluğunu, bu zorunlulukların bütünü de Devlet
Örgütlenmesini ortaya çıkarır.
Yerel
yönetimlerin varlık nedenini, devlet örgütlenmesinin tüm ülkeyi kapsayan
görevlerinin tersine bireylerin yaşam alanları olarak seçtikleri belirli
bölgelerde özellikle yiyecek, su gereksinmelerinin karşılanması ve sağlıklı
dağıtımı; yol, ulaşım, konut, temizlik..vb uygun yaşama çevresi
gereksinmelerinin ortaklaşa yardımlaşma ile karşılanması düşüncesi sonucunda bireylerin
yerel örgütlenmeleri gerekliliği oluşturur.
Kimyasal
ürünlerin kullanımının yaygınlaşması ile ortaya çıkan başta kanser olmak üzere
sağlık sorunlarının büyük önem kazanması, ekolojik yaşam alanlarına olan duyarlılığı arttırmıştır.
Bu duyarlığın yerel yönetimlerin ortaya çıkış amaçlarına uygun olarak
düşünülmeden, Gezi Parkının düzenlenmesi ile çiğnenmesi, yerel halkın ilk karşı
tepkisini ortaya çıkarmıştır.
Yerel
yönetim örgütlenmelerin ortaya çıkış amaçlarına uygun olarak, halkın yararına
uygun olarak çözümlenmeyen bir sorun karşısında yerel halkın bu küçük
tepkisinin büyük bir polis gücüne dayanan devlet otoritesi ile şiddetli olarak
bastırılması, salt yerel halkın adalet
ve vicdan duygularını değil tüm ülkenin adalet ve vicdan duygularını inciterek
büyük bir tepki, başkaldırı olarak ortaya çıkmasına neden olmuştur.
ABD
dışişleri bakanı ve sözcüsü basına vermiş olduğu demeçlerle demokratik ülkelere
uygun düşmeyen bu olayı eleştirmişlerdir. “Psaki, [ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü] "Ancak bazı
kaygılar olduğunda da Bakan Kerry ve bakanlıktaki diğer yetkililer çekimser
duramaz ve geçtiğimiz birkaç gündür polisin acımasızlığına yönelik
kaygılarımız var ve barışçıl gösterilerin onaylanmasına yönelik çağrımıza devam
edeceğiz. Bu, bizim dünya genelinde yaptığımız bir şey. Bakan Kerry'nin,
yapılması gerekenler noktasındaki inancını dile getirme, olaylarla ilgili
sakinlik çağrısına desteğini ifade etme ve Bakan Davutoğlu ile çok pozitif
çalışma ilişkisine sürdürme dışında, Türkiye'yi hiçbir şekilde karakterize etme
gibi bir çabası yoktu" diye konuştu.” http://www.haberler.com/taksim-gezi-parki-ndaki-olaylar-4703132-haberi/
Gezi
Parkında halka yapılan polis şiddeti, uzun zamandır halkın anlığında kuşkulu
olarak yer alan sahip oldukları demokrasinin halkın demokrasisi değil bir
baskıcı bir devlet demokrasisi olduğu düşüncesini apaçık olarak ortaya
koymuştur. Askeri demokrasilerden kurtulmaya çalışan halkın bir polis
demokrasisine, özgürlükçü bir demokrasi isteyen ve öyle olduklarına inanan
halkın otoriter bir demokrasi ile yönetilmek istenmesine tahammülü yoktur. (bk.
OTORİTER DEMOKRASİ, ÖZGÜRLÜKÇÜ DEMOKRASİ ÇATIŞMASI, 18/05/2013, www.iinci.blogsspot.com. )
Gezi
Parkı’nda, herkes tarafından gözlemlenen polis şiddeti, Polissel bir demokrasi
ve onun hukuksuz uygulamaları ile karşı
karşıya kalındığını gören ülkenin dört bir yanından halk, gösterdikleri eylemleri ile Gezi Parkı’ndaki yerel
halkı desteklemişlerdir ve bu destek eylemleri henüz sona ermiş değildir. Yerel
bir sorunla çıkan tepkiler, ülkenin demokratik yönetimini ele alan genel sorun
durumuna gelerek, genel bir halk eylemine dönüşmüştür.
Aynı
nedenler aynı sonuçları, aynı koşullar aynı olguları ortaya çıkarırlar. Ortaya çıkan
olgular, koşulları ne kadar özdeş olarak görülmese de Arap Baharı olarak
adlandırılan olayların varlığı ile benzeşmektedir.
Çevresel
koşulların uygun olduğu olgular varlıklarını sürdürürler ve varlıkları süren
olgular çevresel koşulların etkisine bağlı olarak şiddetlerini arttırabilirler.
Bu genel pozitif önermenin sonucu olarak, Gezi Parkı eylemlerinin sürmesinde ve
şiddetinin artmasında kendileri için çıkarlar bulan her tür uluslar arası güçler;
ortaya çıkmış olan bu uygun koşulları amaçları yönünde kullanmak
isteyeceklerdir. Ortamın koşullarından yararlanarak Uzaktan Beyin Denetimi
sistemlerini ve içeriden provokatörleri kullanma olanağı bulacaklarından,
olayları amaçları yönünde yönlendirme çabasına girebileceklerdir. Bazı sivil
toplum örgütleri ile siyasi parti örgütleri, doğal bir düşünüş olarak, uygun
olarak görmedikleri iktidarı devirmek ve yönetimde gerekli gördükleri
reformları yapabilmek ideali ile halkı yanlarına çekerek iktidarı devralabilmek
için Gezi Parkı eylemlerinin varlığını korumasını ve sürdürmesini
isteyeceklerdir.
Taksim-Gezi
Parkı eylemlerinin ortadan kalkması, olgunun varlığını ortaya çıkaran
koşulların ortadan kaldırılmasına bağlıdır. Gerekli uygun koşullar
bulunmadığında olguların ortaya çıkması çok zordur.
Gittikçe
‘Arap Baharı’ olgusunun koşullarına benzer koşullar taşımaya başlayan ve hem
ülke hem de iktidar için hiç iyi sonuçlar taşımayacak olan Gezi Parkı Halk eylemlerinin
sona erdirilmesi için, Gezi Parkı’nın düzenlenmesi yerel yönetim
örgütlenmelerine bırakılmalıdır. Yerel
örgütlenmelerin görev, yetki, çalışma alanları devlet örgütlenmesi ile
karıştırılmamalıdır. Halkın adalet ve
vicdan duygularını inciten Gezi Parkı’nda halka şiddet uygulayan ve uygulatanlar
ivedilikle ortaya çıkarılarak yargılanmalı, görevlerinde gerekli değişikliklerin yapılmalıdır.
Özgürlükçü bir demokratik sistemin nitelikleri için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı
ve ivedi uygulamaya geçilmelidir.
Bu
koşulların yerine getirilmesi Gezi Parkı Halk eylemi olgusunun koşullarını
ortadan kaldırarak varlığını sona erdirir.
İsmail İNCİ,
06/06//2013
My facebook
page:https://www.facebook.com/bgi.inci
My twitter
page:https://twitter.com/ismailinci