KİTLE
PSİKOLOJİSİNİN NİTELİKLERİ VE GEZİ PARKI KİTLESİ İLE GEZİ PARKI KİTLESİNİ
DESTEKLEYEN KİTLENİN PSİKOLOJİSİ İLE KARŞILAŞTIRILMASI
Kitlenin eylemindeki başarının ölçüsü,
kitleyi oluşturan bireylerin iradelerinin kitlenin iradesi içinde erimesine
bağlıdır. Birey kitlesel irade içinde ne değin bireysel iradesini
kaynaştırmışsa, kitlesel eylem ve amaçta başarıya ulaşmak o değin üst düzeyde
gerçekleşir.
Kitledeki duygulanımların bireye
sindirilmesi ve bireyin kitle içinde benliğini yitirişi, Le Bon’a göre Telkin,
Me Dougall’a göre İndükleme olguları ile
ortaya çıkar. Kitleye Öykünme, kitlenin
bireyi Etkilemesi veya Telkin, İndükleme olguları sonuçta benzer nedensel
anlamlardır ve hepsi de bireyin kitle içindeki ruhsal etkinliklerinin değişimini
açıklamakta yetersizdir.
Birey’in kitle içindeki ruhsal
etkinliklerini yitirerek, kitle tarafından sindirilmesini (kitlenin iradesi
altına girişini), Freud, bireyin
özyaşamını sürdürme güdüsüyle açıklamak istemiş, ancak bu nedenin çok yetersiz
kaldığını kabul etmek zorunda kalmıştır. “ Bireydeki özyaşamı sürdürme
içgüdüsünün etkinliği, şüphesiz gözlemlenen olayları açıklamaya yetmemektedir”,
diyerek sevginin tüm biçimlerini içine alan Libido ile gözlemlenen olayları
açıklamaya geçmiştir. ( Libido; “ sevgi adı altında bir araya toplanabilen ne varsa –ana, baba sevgisi, evlat sevgisi,
baba sevgisi, evlat sevgisi, bensevi..vb-
hepsiyle ilişkili içgüdülerin henüz ölçülemeyen ama nicel büyüklük
gözüyle bakılan enerjisidir”.)
Kitlenin psikolojinin ortaya çıkış
nedeni olarak psikanaliz telkin yerine Libido terimini kullanmaktadır. Libido
(sevginin her türü) ile bireyin özyaşamını sürdürme güdüsü nedeni arasında çok
büyük bir ayrım yoktur. Her iki neden de çok genel nedenlerdir. Kitleye ait olan birçok olgunun sonuçlarını, bu çok genel iki nedenle açıklamaya çalışmak,
Freud’un da kabul ettiği gibi yetersiz kalır.
Genel nedenlerin olayları açıklamakta
büyük bir kılavuz, büyük bir ışık kaynağı olarak, gözlem alanlarını
aydınlatıyor olmakla çok büyük önemi vardır. Ancak çok genel ilke ve
nedenlerle, bireylerin ve kitlenin özel durumlarını tam açıklamak olanaksızdır.
Özel durumların ve alt olayların sonuçlarını özel nedenlerle, kendine bağlı
olan nedenlerle açıklamak zorunludur.
KİTLE PSİKOLOJİSİNİN
NİTELİKLERİ VE ORTAYA ÇIKIŞ NEDENLERİ:
itle, bireyleri birbirine bağlayan bir
bağın varlığının sonucudur. Bu bağ, bireyleri birbirine büyük bir duygusallıkla
sımsıkı bağlar. Bireyleri birbirine bağlayan bu duygusal bağ sevgidir (Libido).
Kitlelerde bireyler arasında karşılıklı ‘sevgi’ duygusu temeldir. Ancak
kitledeki bağı oluşturan Sevgi değil, tersine Sevgiyi oluşturan kitledeki
bağdır ve her kitleyi oluşturan her bağın kendine özgü Nedeni vardır. ‘Bağdan’
oluşan ve bu bağın varlığı ile özdeş duruma gelen sevgi duygusu, aynı ideallere
ulaşmak için birlikte mücadele ederken biriken duygusal enerji ile oluşur ve
bireylere şiddetli biçimde bulaşır. Kitlede bu bağı oluşturan nedenler,
kitlenin değişik somut istekleridir. Bir bölgeyi ele geçirme, koruma veya
savunma, ülke yönetiminde İktidar olma, iktidardaki yönetimi düşürme, ekonomik
olarak refahı artırma.. vb. istekleri gibi sayısız isteklerle ortaya çıkar.
Kitlenin bireylerinin duyduğu tüm heyecanlanma duygulanımları (öfkeleri, coşkuları,
sevinçler, korkuları..vb) bulaşıcı olarak kitlenin tüm diğer bireylerini
şiddetli olarak etkiler. Bireyler arasında ‘telkin’ yoluyla da hızlı olarak
yayılır.
Böyle bir kitlede ahlak (birbirine
bağlılık, saygı, haklarını koruma, yardımlaşma, iyilik..vb.) çok yüksektir. Tek
başına bir birey, kişisel çıkarını düşünürken, kitle içinde bireysel çıkar,
kitlenin çıkarıyla özdeşleşir, kitlenin çıkarı öncedir.
Gezi Parkı kitlesini oluşturan,
bireyleri birbirine büyük bir bağla bağlayan neden Gezi Parkının istedikleri
biçimde bir yaşam alanı olarak kalması isteğidir. Bu ortak istek ve bu isteğe
ulaşmak için birlikte mücadele etmelerinin gerekliliği kitleyi oluşturan
bağdır. Gezi parkı kitlesinin ortadan kalkması için bu nedenin ve bağın
kalkması ile gerekir. Gezi Parkı kitlesini destekleyen kitlelerin ortadan
kalkması da Gezi Parkı kitlesini sonuç olarak ortaya çıkaran nedenin ortadan
kalkmasına bağlıdır.
KİTLEDE ÖNDER:
Kitle, varlığını temellendiren
‘Bağ’(istek) a ulaşmak amacıyla kendi liderini benimseyerek ortaya çıkarır. Ve
onun aracılığıyla istekleri yönünde duygulanıp kolaylıkla coşkuya kapılır,
kolaylıkla eyleme geçer. Önder, kitleyi oluşturan bağı niteleyen düşünceleriyle
eşdeyişle kitlenin isteklerini karşılayan sözleriyle kitleyi duygulandırarak yönlendirir.
Önderin kitlenin istekleri doğrultusunda
etkileyici konuşması çok önem taşır. Etkili anlatım kitlenin isteklerini
canlandıran ve bu isteklere ulaşmasının yolunu gösteren anlatımdır.
Lider kitlenin isteklerini canlandırması
yeteneğini kullanarak, kendi isteklerini
de kitlede canlandırabilir; kendi istek
ve amaçlarını kitlenin istekleri durumuna getirerek kitleyi kendi istekleri
yönünde eyleme de geçirebilir. Önder, kitlenin bilincinde yatan isteklerini iyi
tanıyorsa bu anlatıma ve kitleyi yönlendirme amacına daha kolay ulaşır. Bu
durum ise, önderin kitle ile aynı istekleri içten, doğal olarak duyuyor ve
duygulanıyor olmasına bağlıdır. Doğal olmayan söylev tüm çabaları boşa çıkarır
ve önderlik niteliklerini yok eder.
Önder kitleyi yaratan bağda, sevgi ve
kitlenin ulaşmak istediği istekte kendini yeniden ürettiği sürece ‘Yüce
Ben’dir. Önder bu ‘Yüce Ben’i gerçekleştirecek nitelikte kitleye görünümü ile
bir Baba ( sevilen, sayılan koruyucu olan; tapılacak derecede idealleştirilen,
Tanrısal olan) kişiliği taşır. Ancak önderin, kitlenin isteklerine karşı (Yüce
Ben’e) önemli olumsuz ilk tavrında, kitlede öndere karşı düş kırıklığı uyanır.
Bu düş kırıklığı ile birlikte kitlede öfke ve hainlik duyguları ile büyük bir
kin oluşur ve kendi yarattığı önderi ortadan kaldırır.
Ancak her kitlenin, Gezi Parkı
kitlesinde olduğu gibi bir öndere gereksinimi olmayabilir. Burada önder ve
amacı gerçekleştirecek büyük güç kitlenin inançlarıdır. Amaç ve amaçların
gerçekleştirilmesi iradesi, kitlenin her bireyinde önder olarak bulunur.
KİTLE VE İDEOLOJİ:
Bilinçli bir kitlede ve özellikle de
ideolojiye sahip bir kitlede başta gelen önder kişi değil bu ideolojidir.
Kişisel önder salt bu ideolojiyi gerçekleştirecek bir araçtır ve bu ideolojiye
sahip çıktığı, gerçekleştirdiği ölçüde saygı ve önderlik özellikleri taşır.
Yüce Ben ise sahip olunan ideolojidir ve isteklerini karşılayan ideoloji onun
varlığıdır. Ona zarar gelmesi, kendi varlığına zarar gelmesi demektir.
Örgütlü kitle, amaca ulaşması
planlanmış, düşünce sistemi oluşmuş, diğer deyişle ideolojisi belirlenmiş
kitledir. Her kitlede ortak bir bağ, istek ve isteğe ulaşılması için bir yol
olmakla birlikte örgütlü kitle, ne istediğinin tümüyle bilincinde olan, amacına
ulaşma yolları tüm ayrıntıları ile tasarlanmış, düşünceleri sistemleşmiş bir
kitle olduğundan, kişileri dolaylı olarak yüceleştireceğine, ‘haklı’ istekleri
ile kendini yüceleştirir. Böyle bir kitlede birey, Haklılıktan gelen güçlü
olmanın güveniyle eylemlerinde güvenli ve cesaretlidir.
Kitlede düşünce, ulaşılmak istenen amaç,
varlığının yeniden doğuşu olduğundan değişmez. Bu değişmezlik, inanç durumuna
gelmiş olan bir düşünce olduğundan eleştiriler gereksiz ve anlamsızdır. Düşünce
hedef olarak saptandığından, yeniden düşünce üretimine gerek duymamaktadır. Bu
bakış açısında sorun görmediğinden, amaçlar gerçekleşinceye değin, bu temel
düşünüş dışında düşünme eylemi olmayacak, yeni düşünce üretimi zayıflayacaktır.
Gezi Parkı
kitlesinin sistemli olmasa da büyük bir inanç duyduğu, amacı olan düşüncesi
vardır. Bu düşünce ideoloji durumuna geldiğinden varlığı ile özdeşleşmiştir ve
kitlenin nedeni olan istek, bağ, amaç gerçekleştiği zaman ancak ortadan
kalkabilir ve ortadan kalkarak değişime uğrayabilir.
Kitledeki bu
ideolojik yapı, kitlenin toplumsal türünde, polis, sendika..vb tüm kitlelerde
görülür. İdeolojikleşmiş yapının her kitle türünde süreç içinde olumlu ve
olumsuz bir çok etkileri görülür. Polis kitlesi ile Gezi Park kitlesinde ve bu
kitleleri destekleyen kitlelerde görüldüğü gibi kitlelerin ideolojik yapıları,
uzlaşmanın önünde en büyük engel olabilir.
KİTLEDE ÖZGÜRLÜK VE
ANARŞİ:
Kitle içinde eylemde, başarıya götüren eylem kuralları
belirlenmemişse, yol ve asıl hedef tam çizilmemişse kitle, kitle olmanın
verdiği aşırı güç ve güvenle birlikte ilkel varlıkları gibi davranarak, hiçbir kural tanımayarak her davranışı
uygulayabilir. Bu kural tanımamazlık bireylerin özgürlüğü kitle ile
özdeşleştirmelerinden, kitlenin her hareketinin özgürlüğü yasalaştıran hareketler
olarak görmelerinden ileri gelir. Özgürlüğün kısıtlandığı bir topluluk içinde
değildir. Bizzat özgürlüğü yaratan ve uygulayan kitlenin kendisi olduğundan,
kitlenin hedefi belirlenmemişse, hoşa giden her davranışı kitle bireyleri ve
kitle uygulayacaktır.
Kitlede anarşi sorunu, Gezi Kitlesinde
olduğu kadar Polis Kitlesinde de, hatta daha fazla olarak görülmüştür. Gezi
kitlesini oluşturan bireyler arasında yaralı sayısının çok olması ve çok önemli
olan ölüm olaylarının ortaya çıkması, Polis kitlesi bireylerinin, güdülerine
göre ( bireysel inisiyatiflerin kuralsızca kullanımı) tepkide bulunmalarının
sonucudur.
KİTLENİN GENİŞLEMESİ,
YAYILMASI:
Kitle içinde bulunmak bireye güven,
kitle dışında bulunmaksa kitleyi oluşturan bağa ters düşülmüş olunduğundan
güvensizlik uyandırır. Kitle bağına ters düşmek, kitleye karşı gelmek, kitlenin
nefretini, düşmanlığını kazanmak demektir. Bu durumda kitle dışında bulunmak
tehlike içinde kalmak olmaktadır. Bu nedenle kitle dışında kalan küçük gruplar,
bireyler kendilerini güvenli duruma getirmek için kitlenin bağına katılma
kitlenin bireyi olmak isterler. Bu kitleye katılım psikolojisi, kitleyi daha da
güçlendirir, büyütür.
Kitleye içten gelen doğal katılımların
yanı sıra, salt güvende olmak için zorunluluktan gelen görünüşte katılımlar da
olacaktır. Zorunluluktan gelen görünüşte kitleye katılan bireyler, kitleyle
doğal içten bağlar kuruncaya kadar kitleye ilgisiz hatta düşman kalabilirler.
Gezi Kitlesinin yayılması, yaygın bir
halk eylemine dönüşmesi, devletin gücüne sahip siyasal iktidarın güvenlik
güçlerinin kitlesi ile olayın sorunları çözümleme yöntemini seçmesi, kitleler
arasındaki uzlaşmazlığı ve çatışmayı süreklileştirerek toplumda karmaşayı
arttırır.
İsmail İNCİ, 19/06//2013
My facebook
page:https://www.facebook.com/bgi.inci
My twitter
page:https://twitter.com/ismailinci