Birlik: birbirinden farklı parçaların
bir araya gelerek uyumlaşmasıdır. Birlik, sözcükten de anlaşılacağı gibi farklı
yapıdaki parçaların bir araya gelebilmelerini içerir. Bu bir araya geliş,
farklı birçok yönlerin bulunduğu durumda ortak bir özellikte birleşmeyi
anlatır. Birlik, parçaları bütün nitelikleri ile birbiriyle özdeş olan “bütün
sözcüğünün karşıtıdır.
Bütünü oluşturan parçalar, birbirinden
ayrı niteliklere yöneldikçe (birliği oluşturdukça) enerjisi oluşur ve artar. Bu
potansiyel enerji, bütünü oluşturan parçaların karşıtlığına, farklılığına bağlı
olarak azalır veya çoğalır. Bütünün birliği, bütünlüğe; kendi içinde özdeşliğe
dönüştükçe enerjisi söner, tümleşir.
Her bütünün, yine de kendi özdeş bir
enerjisi vardır. Bu özdeş enerjinin ortaya çıkması da yine her bütünün, içinde
birliği oluşturduğu bir parça konumunda olmasından kaynaklanır. Varlıklar
ortamında her cisim bir bütündür, ancak varlıklar kümesinin içinde kümeyi
oluşturan birliğin bir parçasıdır ve diğer parçalarla ayrı niteliklerinden dolayı
enerjisini ortaya çıkarır.
Bütün, parçaları özdeşleştikçe
elementleşir, enerjisini yitirir. Enerjinin ortaya çıkarılabilmesi için,
bütünün parçalanması gerekir, ancak bu parçalanma, parçalarının ayrı nitelikler kazanması yönünde gerçekleşmesidir. Bütünün ayrı parçalara çözülmemiş olması gerekir.
Bu varlaşma ve oluşum, bütünün kendi içinde çatışması değil, farklılaşarak belirlenmiş yönde
(hedefte, amaçta) birlik oluşturmasıdır.
Toplumsal yaşamda, çatışan, uyuşmayan
grup ve bireylerden birlik oluşmaz. Bu durumda her grup, topluluk, birey kendi
içinde, toplum dışına çıkacak biçimde bütünlük kazanmış demektir. Toplumsal
birliği oluşturan birer parça olma niteliklerini yitirmişlerdir. Ayrı nitelik (
farklı görüş, anlayış) taşıyan grup ve topluluklar, birbirlerini ortak
amaçlarda seven ( aynı yönde devinen cisim) toplum bireyleri olarak uyuşarak,
“birliği” oluştururlar.
İsmail İNCİ, 28/10/2013